Lübnan'da yemek-içmek...

Lübnan mutfağı deyince aklıma ilk gelen humus olmuştu. Çünkü Lübnan'a gitmeden önce internetten ne yenir, ne içilir, nerelere gidilir diye araştırdığımda en çok bahsedilen yiyecek humustu. Gerçekten humus öne çıkan yiyeceklerden biri olmasına rağmen çeşit çeşit mezelerin, kebapların, hamur işlerinin, tatlıların olduğu zengin bir mutfağa sahip Lübnan. Yurt dışına gidince insan ister istemez ülkesiyle karşılaştırma yapıyor. Lübnan bizim için Adana, Antep, Hatay yöresinin lezzetlerinin sunulduğu bir ülke oldu. Tanıdık lezzetler olduğu için heralde yemek konusunda hiç sıkıntı çekmedik :)

Lübnan'da önerebileceğim ilk şey hamur işleri. Sabah hava alanına çok erken bir saatte indiğimiz için şehre giden yol üzerinde bir fırına uğradık. Patates, ıspanak, peynir, zeytin, kıymalı çeşit çeşit poğaça börek vardı.  Gerçekten hepsi çok lezzetliydi, ama ben ıspanak sevmememe rağmen ıspanaklı poğaçaya bayıldım. Güneydoğu mutfağında olduğu gibi Lübnan'da da sumağı çok kullandıklarını fark ettim. Poğaçanın harcına ıspanakla sumağı karıştırarak koymuşlar. Ispanağın damakta bıraktığı tuhaf tat sumakla kaybolmuş ve çok değişik, hoş bir lezzet katmış. Ispanak mevsimi gelir gelmez ilk deneyeceğim tariflerden biri ıspanaklı poğaça olacak.

Kahvaltıda beğendiğim diğer şey de gözlemeydi. Kaldığımız otelde son gün kahvaltıda gözleme yaptırdık. Klasik peynirli, kıymalı gözleme yerine peynir, zeytin ve tam çözemediğim değişik baharatlar katarak bir gözleme yapmışlardı. Biraz abartılı olacak belki ama hayatımda yediğim en güzel gözlemeydi :) Keşke ilk gün yaptırsaydık da her gün gözleme yiyebilseydim :)



Öğle ve akşam yemeklerimizde genelde döner ve kebap yedik. Dışarıda yiyebileceğiniz, neredeyse, tek şey kebap :) Kebabı hem dürüm yaptırıp yiyebilirsiniz, hem de tabakta servis şeklinde de alabilirsiniz. Biz ilk gün yakın olduğu için BARBAR'a gittik. Döner (shawarma meat) ve kebap  denedik. Döner tabldotta servis edildi. Talbdota humus, coleslaw salatası, patates kızartması, turşu, domates de koymuşlardı. Servis o kadar çoktu ki sadece döner isteseydik ikimiz doyardık. Yazılışı adana kebaba benzediği için ben de kebap istedim. Bildik şey olsun diye düşündüm sanırım :) Gerçekten de bildiğimiz adana kebaptı :) İçecek olarak da ayran (laban) istedik. BARBAR'da herkesin masasında Tabbouleh denen zahter otundan yapılan bir salata vardı. O kadar çok doyduğumuz için tadına bakamadık ama çok lezzetli gözüküyordu. BARBAR'da döner 16000 Livre, kebap 12000 livreydi. Ayran da 1500 Livreydi.


BARBAR dışında kebap yemek için gittiğimiz diğer restoransa KABABJİ'ydi. Burada dürüm yaptırırsanız fiyatlar daha düşüyor. Ortalama kebap dürümün fiyatı 7 Livre. Tabakta servis isterseniz fiyatlar daha yüksek oluyor. Orfalı, intabli, istambouli gibi çeşit çeşit kebaplar var. Ben istambouliyi öneririm. İçinde dolmalık fıstık var. Kebap dışında humus, salata, sarma gibi başlangıçlar, çiğ köfte, içli köfte gibi ara sıcaklar; tavuk şiş, et şiş gibi ızgaralar da var. Türkiye'de bir kebapçıya gittiğinizde bulabileceğiz her şey KABABJİ'de de mevcut. Denemek için çiğ köfte istedik. Çalışanlardan biri yarım yamalak Türkçesi ile sizin çiğ köfteden daha farklı bulgur az dese de illa deneyeceğiz diye tutturduk :) Çiğ köfte gerçekten çiğ çıktı :) Yoğun şekilde et var ve gerçekten et çiğ :) Ama tadı kötü değil, sadece alışık olduğumuz çiğ köfteden farklı. KABABJİ ve BARBAR'a gitmek isterseniz her iki restoran'da Hamra'da.



Hamra dışında Monet'te de restorana gittik. Abd El Wahab, Rehberimizin önerisi üzerine gittiğimiz bir restorandı. Sanırım Beyrut'a gelen her Türk turistin gittiği bir restoran. Mönülerinde Türkçe açıklamaları da vardı. 

Burası biraz lüks kebapçılar gibi. Eşim arak söylediği için yemekten önce zeytin, nohut veya fasulye benzeri bir şey, hala çözemedim :), ve fıstık getirdiler. Arak, Rakının alkol oranı daha yükseği. Sanırım sadece eşim istediği için arağı bardakta getirdiler. Çünkü yan masada arakla suyu sürahide karıştırıp küçük bardaklarda servis yapıyorlardı. Sonra, meze olarak humus ve patlıcan dolması söyledik. Patlıcan dolmasını kurutulmuş patlıcanlardan yapılan etli dolma olarak düşünerek istedim, ama içinde ceviz olan turşu gibi bir şey geldi. İlk başta hayal kırıklığına uğrasam da tadı güzeldi. Ana yemek olarak da kaburga istedik. Porsiyonu küçüktü ve beklediğimiz lezzeti bulamadık. Açıkçası kaburgayı tavsiye etmem. Onun dışında fiyat olarak daha yüksek, ama sakin güzel bir restoran. 


Ayak üstü bir şeyler yemek isterseniz önerebileceğim tek yer BARBAR'ın sandviçisi. Gerçekten çok lezzetli sandviçler yapıyorlar. Hem deniz ürünleri, hem tavuk hem de etli sandviçler var. Beyin, dil sevenler için BARBAR'da sandviçini yiyebilirsiniz :) Ekmeklere mutlaka kendilerinin hazırladıkları farklı soslar sürüyorlar. Daha sonra malzemeleri koyup ısıtıyorlar. En çok beğendiğim tavuk fajita sandviç. Açıkçası o kadar çok beğendik ki İstanbul'a açmak için franchise mi istesek diye düşündük :) Şimdi bile yazarken canım istedi :) Beyrut'a giderseniz mutlaka sandviçlerini deneyin diyebileceğim bir yer. 







Yine ayak üstü atıştırabileceğiniz bir yer de Bourj Hammoud'da MANO'nun yeri. Yine rehberimizin önerisi ile gittiğimiz bu yer Ermeni Mahallesi'nde. Mahallenin özelliği 1915'te Anadolu'dan göç eden Ermenilerin yaşadığı neredeyse herkesin Türkçe konuştuğu bir yer. Pastırma, sucuk yemek istersek mutlaka buraya gelmemizi önerdiler. Açıkçası pastırma ve sucuk çok sevmediğim halde mahalleyi merak ettiğimiz için kendimizi Bourj Hammoud'da bulduk :) gitmişken ben sucuk döner yedim, eşim pastırmalı sandviç ve dönerin tadına baktı. Sucuk, pastırma sevmediğim için lezzeti konusunda çok yorum yapamayacağım :) ama eşim beğendi... Restoranda çalışanlar da bizimle çok iyi ilgilendiler, zaten Türkçe konuştukları için öneride de bulundular, fiyatları da çok uygun. Giderseniz uğramanızı önerebileceğim başka bir yer de MANO :)

 


Atıştırmalık başka bir yiyecekte yandaki resimde gördüğünüz simidi anımsatan ekmek :) Sahilde satılıyordu, açıkçası yemedik ama şiş kısmını koparıp baharat tarzı bir şeye batırarak yediklerini gördük. Tadını bilmiyorum ama farklı olduğu için paylaşmak istedim :)




Tatlılara gelince en meşhur tatlıcının HALLAB olduğunu söylediler. Açıkçası gezmekten son güne kadar tatlı yemeye fırsatımız olmadı. Son gün uçağımız oldukça geç bir saatte olduğu için Beyrut'a gelmişken tatlı yemeden dönmeyelim dedik ve uzun arayışlar sonunda tatlıcıyı bulduk. Türkiye'de yiyebileceğiniz her tatlı bu tatlıcıda da var. Tadına gelince bizim tatlılarımız çok daha güzel. Bize Türkiye'ye dönerken yakınlarımıza hediye olarak tatlı da almamızı önerdiler ama Türkiye'deki baklavalar çok daha güzel olduğu için boşuna tatlı taşımayalım dedik. Hediye olarak almayı düşündürürlerse bence mutlaka önce tadına bakın :)

HALLAB'ın yerini oldukça zor bulduk. Güvercin kayalıklarını geçtikten sonra çaprazda kalan dükkanlardan biri. Demin internet sitesini eklerken farkettim Beyrut'ta online alışveriş de yapabilirsiniz :)




İçeceklerle ilgili iki tavsiyede bulunmak istiyorum. Birincisi Byblos'a giderseniz mutlaka FENIQIA restoran/cafe'de limonata için. Hayatımda içtiğim en güzel limonataydı. Byblos'taki tarihi kalıntılara çok yakın, hediyelik eşya satan sokağın başlangıcında. Yani çok rahat bulabileceğiniz bir yerde. Önerebileceğim ikinci şey ise Turkish coffee içmek isterseniz dikkat edin :) Ben her gün mutlaka bir fincan Türk kahvesi içen, bazen Türk kahvesi içmeden işe başlayamayan bir bağımlı olarak Lübnan'a gidince de Turkish coffee gördüğüm her yerde Türk kahvesi içmeye kalktım. 2-3 gün boyunca ilginç bir şekilde midem ağrıdı. İlk gün yediğimiz yemeklere bağladım. Sonra acaba kahveden mi diye düşündüm, üçüncü gün ise kahveden kaynaklandığını kesinleştirdim :) Çünkü bizim içtiğimiz güzel Türk kahvesi yerine Mırra yapıyorlar. Cezvenin yanında fincan ve şeker getiriyorlar. Ben iki şeker atmama rağmen kahve hala acıydı. Haliyle o acılık benim midemi mahvetti. Eğer mideniz hassassa Türk kahvesi içeceğim diye kendinizi zorlamayın, Türkiye'ye gelince bol bol içersiniz :)


Yalnız nargileleri çok güzel. İki yerde nargile içtik. Time Square Cafe ile HAMRA Cafe'de. HAMRA cafenin hem nargilesi hem de atmosferi benim daha çok hoşuma gitti. Yalnız nargilenin bir çeşidi tamamen tütünden oluşuyordu. Hemen değiştirip bir gün önce içtiğimiz Hamra nargileden istedik. Nane+meyve aroması vardı. Ben ilk kez Beyrutta nargile denedim ve gerçekten çok beğendim :)İstanbul'da da her ay nargile içmeye gitmeye başladık.  Nargilenin fiyatları 18 Livre civarıydı. 


Beyrut'ta istediğiniz her içkiyi bulabilirsiniz. Barlarda en çok satılan bira ALMAZA. Bizdeki Efes Pilsen gibi :) Sarı renkli olanının alkol oranı daha düşük. Almaza dışında istediğiniz her marka bira mevcut. Fiyatları da oldukça uygun. Örneğin Türkiye'de pahalı biralardan biri olan Heineken 2 Livre civarıydı. 

Lübnan da her Akdeniz ülkesinde olduğu gibi şarap konusunda da zengin. Biz Türkiye'ye dönerken  Duty Free'den aldık. Hem fiyat hem de kalite olarak orada çalışan adam Les Emirs marka şarabı önerdi. Beka Vadisinde yetişen üzümlerden üretilen bir şarapmış. 2012 yılında ödül almış vs vs :))) Özellikle kırmızısını önerdi ama biz hem beyaz hem de kırmızısını aldık. Onun dışında Domaine Des Tourelle diye bir marka şarap daha aldık. İkisi de lezzetli şaraptı :)
Onun dışında Duty Free'den ARAK da aldık. Çalışanın önerdiği marka TOUMA'ydı. Yukarıda bahsettiğim gibi bizdeki rakının alkol oranı daha yüksek olanı. Hatırladığım kadarıyla alkol oranı %53'tü. 
İçkilerin fiyatları, Les Emirs beyaz ve kırmızı şarap 12 dolar, Domaine Des Tourelle 9 dolar, Arak da 14 dolardı.
İçkinin yanında atıştırmalık bir şey isterseniz biranın yanında nachos yemenizi öneririm. Sevdiğiniz bütün kuruyemişleri Lübnan'da bulabilirsiniz. Genelde bizim yediklerimiz acı biber sosluydu. Türkiye'de biberli sarı leblebi gibi badem, fıstık yiyebilirsiniz. Bir barda pirinç patlağına benzeyen bir atıştırmalık da yedik ama tam olarak ne olduğunu anlayamadık :) 
Tüm yiyecek ve içecekleri düşününce Lübnan'a gidince aç kalmazsınız :) Eğer bizim gibi sürekli yürümezseniz kilo alma ihtimaliniz de yüksek :)


















Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Atatürk Mezesi

Kahveli Ayvalar

Kaya Koruğu Mezesi